yükleniyor...
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar başlıklı dokuzuncu bölümün 135. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;
(1) Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kişisel verinin, kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin olması durumunda birinci fıkra uyarınca verilecek ceza yarı oranında artırılır.
-Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu, bireylerin kişisel bilgilerinin izinsiz olarak toplanması, saklanması veya başkalarına aktarılmasıyla meydana gelen önemli bir suç türüdür. Bu suç, kişilerin özel hayatlarının ihlali anlamına geldiği için hem Türk Ceza Kanunu (TCK) hem de Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamında cezai yaptırımlara tabidir. Özellikle dijital dünyada artan veri akışıyla birlikte kişisel verilerin hukuka aykırı bir şekilde kaydedilmesi ve paylaşılması durumları giderek yaygınlaşmakta; bu da hukuki koruma ihtiyacını artırmaktadır.
-Kişisel veri, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ait her türlü bilgiyi ifade eder. Bir kişinin kimliğini doğrudan ya da dolaylı olarak belirlenebilir kılan tüm bilgiler bu kapsama girer. Bu bilgiler, kişisel, mesleki, finansal, sağlık ya da sosyal hayata dair bilgiler olabilir.
-Kişisel verileri iki ana gruba ayırabiliriz:
-Kişinin adı, soyadı, doğum tarihi, TC kimlik numarası, adresi, fotoğrafı gibi bilgiler genel nitelikli kişisel veriler arasında yer alır. Bu veriler kişiyi doğrudan tanımlayan ya da tanımlamaya yardımcı olabilecek bilgileri kapsar.
-Kişinin ırkı, etnik kökeni, dini inancı, siyasi düşüncesi, biyometrik verileri, sağlık bilgileri, cinsel yönelimi gibi hususlar ise özel nitelikli kişisel veri olarak değerlendirilir. Bu tür veriler, kişilerin daha hassas bilgilerini içerdiği için korunmaları daha sıkı kurallara tabi tutulmaktadır.
-6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK), kişisel verilerin işlenmesi, kaydedilmesi, saklanması ve imha edilmesi süreçlerine ilişkin temel kuralları belirler. Bu kanun, bireylerin mahremiyetinin ve kişisel verilerinin korunmasını güvence altına almayı amaçlamaktadır. KVKK, kişisel verilerin kaydedilmesi suçu kapsamında da önemli düzenlemeler getirir ve bu suça ilişkin hukuki çerçeveyi belirler. Bilişim suçu içerisinde de yer alabilecek bir konudur.
-Kişisel verilerin kaydedilmesi, bir kişiye ait verilerin, ilgili kişinin açık rızası olmaksızın herhangi bir yöntemle toplanması, depolanması veya saklanması anlamına gelir. KVKK, bu sürecin hukuka uygun bir şekilde yürütülmesi için belirli kurallar ve şartlar öngörmektedir.
-KVKK’ya göre, kişisel verilerin kaydedilmesi ve işlenmesi için veri sahibinin açık rızası gereklidir. Veri sahibi, hangi verilerin ne amaçla kaydedileceği konusunda bilgilendirilmeli ve özgür iradesiyle bu işleme onay vermelidir. Açık rıza olmadan yapılan veri kayıt işlemleri hukuka aykırı kabul edilir ve suç teşkil eder.
-Açık rıza olmaksızın kişisel verilerin kaydedilmesine ilişkin istisnai durumlar KVKK’da düzenlenmiştir. Aşağıdaki şartlar altında kişisel veriler açık rıza olmaksızın kaydedilebilir:
-Türk Ceza Kanunu (TCK) 135. maddesi, kişisel verilerin hukuka aykırı bir şekilde kaydedilmesini suç olarak düzenlemektedir. KVKK, kişisel verilerin hukuka uygun işlenmesini ve kaydedilmesini sağlarken, TCK 135 ile bu kuralların ihlal edilmesi durumunda cezai yaptırımlar öngörür. Kişisel veri ihlali,kişisel verilerin kaydedilmesi suçunu oluşturur.Veri gizliliği ihlali oluşmaması için dikkat edilmesi gereken konular yazımızın devamındadır.
-Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu, özel hayata yönelik bir suç olmasına rağmen takibi şikâyete bağlı suçlardan değildir. Suçun işlendiğinin anlaşılmasıyla birlikte, savcılık kendiliğinden soruşturma başlatmalıdır. Bu nedenle, kişisel verilerin kaydedilmesi suçu için belirli bir şikâyet süresi bulunmamaktadır.
-Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu için dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Bu süre, suçun işlendiği tarihten itibaren başlar ve 8 yıl dolmadan yetkili mercilere bildirilmelidir. Aksi takdirde, zamanaşımı süresi sona ereceğinden, suçla ilgili herhangi bir soruşturma yürütülemeyecektir.
-TCK Madde 135/1’de öngörülen kişisel verilerin kaydedilmesi suçunun cezası, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır. Eğer suç ağırlaştırıcı koşullara sahipse ceza artırılabilir.
-TCK Madde 135/2’de ise cezayı ağırlaştıran nedenler düzenlenmiştir. Kişisel verinin, kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin olması durumunda cezanın yarı oranda artırılması öngörülmektedir.
-TCK Madde 137’de kişisel verilerin kaydedilmesi suçunun, kamu görevlisi tarafından görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanarak ya da belirli bir meslek ve sanatın sağladığı avantajlardan yararlanarak işlendiği takdirde, Türk Ceza Kanunu’nun 136. maddesi uyarınca verilecek hapis cezasının yarı oranında artırılması öngörülmektedir.
-Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu, bireylerin özel hayatına yönelik bir ihlal olarak Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 135. maddesi kapsamında düzenlenmiştir. Bu suç, bireylerin kimlikleri veya özel yaşamları ile ilgili bilgilerin, hukuka aykırı bir şekilde elde edilmesi, kaydedilmesi veya saklanması durumunda meydana gelir. Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu şu şekillerde anlaşılabilir:
-Bu suçun varlığını tespit etmek, genellikle özel bir soruşturmayı ve delil incelemesini gerektirir. Özellikle dijital ortamda gerçekleştirilen kayıt işlemlerinin izi sürülebilir ve hukuka aykırı bir işlem yapılıp yapılmadığı araştırılabilir. Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu, şikâyete tabi olmadan savcılık tarafından resen soruşturulabilir.
-Kişisel veri ihlallerinde cezai sorumluluk, bireylerin özel yaşamının korunması amacıyla Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamında düzenlenmiştir. TCK’nın 135. maddesi uyarınca, kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi suç sayılır ve ihlalin niteliğine göre ceza artırılabilir. Örneğin, bir bireyin açık rızası olmaksızın kişisel verilerinin kaydedilmesi, bu suçun temel unsurlarından biridir ve fail hakkında hapis cezası uygulanabilir. Bunun yanı sıra, kamu görevlileri veya mesleklerinin sağladığı yetkileri kötüye kullanan kişiler tarafından işlenen veri ihlalleri için daha ağır cezai yaptırımlar öngörülmüştür. KVKK ise, idari para cezaları öngörerek verilerin hukuka uygun işlenmesini sağlamak amacıyla yaptırımlar belirler. Kişisel veri ihlalleri durumunda, mağdur kişiler suç duyurusunda bulunabilirken, bu suçların savcılık tarafından re’sen soruşturulması da mümkündür.
-Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 135. maddesinde düzenlenmiştir ve belirli unsurların varlığı durumunda oluşur. Bu unsurlar, suçun tespiti ve cezai yaptırım uygulanması açısından önemlidir.
-Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 135. maddesi kapsamında değerlendirilen bir suç olup, bu suçla ilgili yargı süreci ceza yargılamasına tabi olarak yürütülür. Suçun işlendiği iddiası üzerine savcılık re’sen soruşturma başlatabilir; şikâyet zorunluluğu aranmaksızın, savcılar kişisel veri ihlaliyle ilgili delilleri toplar ve suçun unsurlarının oluşup oluşmadığını değerlendirir. Soruşturma sonucunda, yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilirse, savcılık iddianame hazırlayarak kamu davası açar. Yargılama aşamasında mahkeme, suçun işlendiğine dair kesin kanaate varırsa, fail hakkında hapis cezası veya diğer hukuki yaptırımlar uygulanabilir. Bu süreçte, kişisel verilerin korunması hakkına aykırılığın somut delillerle kanıtlanması önem taşır ve ilgili kanun maddelerine göre failin cezalandırılması amaçlanır.
-Ceza ertelemesi, mahkeme tarafından verilen bir cezanın, belirli bir süre boyunca infazının ertelenmesi anlamına gelir. Türk Ceza Kanunu (TCK) çerçevesinde, ceza ertelemesi, belirli şartların sağlanması durumunda uygulanabilecek bir kurumdur. Kişisel verilerin kaydedilmesi suçuna ilişkin cezanın ertelenmesi belirli şartların sağlanması durumunda söz konusu olabilir.
Cezanın adli para cezasına çevrilmesi, mahkeme tarafından verilen hapis cezasının, belirli şartlar altında para cezasına dönüştürülmesi anlamına gelir. Bu durum, suçun niteliği ve failin durumu gibi faktörlere bağlı olarak uygulanabilir. Kişisel verilerin kaydedilmesi suçunda da bazı faktörlere bağlı olarak uygulanabilir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, bireylerin ceza infazı sırasında topluma yeniden kazandırılmasını amaçlayan bir mekanizmadır. Bu uygulama, suç işleyen kişilerin ceza almasına rağmen, ceza infazını erteleyerek topluma entegre olmalarına olanak tanır. Kişisel verilerin kaydedilmesi suçuna ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanması belirli şartların varlığı halinde söz konusu olabilir.
BİZİMLE İLETİŞİME GEÇMEK İÇİN BURAYA TIKLAYABİLİRSİNİZ